Şansal Büyüka'dan Fenerbahçeli Yıldıza: "Toplasan Senede 5 Maç Oynar!"

Milliyet Gazetesi muharriri Şansal Büyüka, Spor Toto Üstün Lig’de 25’inci hafta maçlarını kıymetlendirdi. Büyüka, Fenerbahçeli yıldızın performansını da eleştirdi. Büyüka, “Senede 5 maç oynar, artık onu da yapamıyor” dedi. İşte ayrıntılar…

İşte Şansal Büyüka’nın “Dobra Dobra”da bu hafta öne çıkardığı başlıklar…

Fenerbahçe eler mi?

Fenerbahçe’nin iki golden fazla atabilmesi bir mucize değil… Lakin F.Bahçe’nin kendi alanında yediklerini kimse konuşmuyor, hesaba katmıyor. Tipi geçebilmesi için, evvel kalesini kapatması, sonra birinci Sevilla maçında olduğu üzere, girdiği konumları hovardaca harcamaması gerekiyor.

Fenerbahçe, perşembe günü Kadıköy cehenneminde oynayacağı Sevilla maçında, 2-0 mağlubiyetin altından kalkıp rakibini eleyebilir mi, yeni bir tarih yazabilir mi?
Fenerbahçe’nin 2-0’ın altından kalkacağına inananların sayısı az değil… Yeterli bu… Umutlu olmak, başlangıç için son derece faydalı bir adımdır.

Ancak unutulmasın; Avrupa kupalarında cinsleri geçmek, o kupayı kazanmak Sevilla’nın genlerinde var. Görüyoruz ki, liginde tehlike bölgesinde zahmetler içinde yürüyen, Avrupa’da gözünü yine doruğa diken bir rakip var.

Fenerbahçe için daima “Bu iki golün altından kalkar” hesapları var, kabul… Fenerbahçe’nin iki golden fazla atabilmesi bir mucize değil… Lakin Fenerbahçe’nin kendi alanında yediklerini kimse konuşmuyor, hesaba katmıyor.

Fenerbahçe, Kadıköy’de Rennes’e üç gol attı fakat birinci yarım saatte tam üç gol yedi. Fenerbahçe’nin kendi alanında oynadığı lig maçlarında gol yemediği maç sayısı yalnızca 6… Yani maçların yüzde 50’sinde gol yiyor Fenerbahçe…
Fenerbahçe’nin çeşidi geçebilmesi için, evvel kalesini kapatması, sonra birinci Sevilla maçında olduğu üzere, girdiği durumları hovardaca harcamaması gerekiyor.

Fenerbahçe, Sevilla’da birinci yarıda 5 atardı, sıfır çekti. Sevilla ikinci yarıda yarımşar konumdan toplam bir durum bulup, 2 gol attı. Fenerbahçe çeşit için evvel kendi kalesini kapatacak, sonra rakip kaleyi açacak. Tabi golcüler, birinci maçta olduğu üzere saç-baş yoldurmayacak. Çeşit için kaçınılmaz gerçek bu…

Jesus’a sorular

– Dönem başı kendisinin parlattığı İsmail Yüksek’i ne oldu da paslanmaya terk etti?
– Birinci maçların muhteşem adamı Osayi Samuel niye ortada yok?
– Bu kadar eleştirilen İrfan Can’da ısrar niçin?
– Sağ kenarda geride Osayi, önde Ferdi oynasa daha tesirli olmaz mı?
– Sol bekte Oosterwolde oynamayacaksa, bu dar vakitte 6 milyonu euroyu aşan para neden ödendi?
– Vursan yıkılmayan Crespo’ya ne oldu da bu türlü elden-ayaktan kesildi?
– Mert Hakan ne oldu?
– Ferdi ile Valencia parlarken, öteki oyuncular niçin ya yerinde sayıyor, ya da geriye gidiyor?

İrfan Can fayda sağlamadı

Fenerbahçe seyircisi İrfan Can’a takmış durumda… Haklı olarak daha fazlasını bekliyorlar. İrfan Can’a reaksiyon koyanlara şunu hatırlatmak isterim. İrfan Can bu… Senede toplasan 5 maç oynar. Başakşehir’de böyleydi, Fenerbahçe’ye geldi, artık onu da oynamıyor.

Başkan Ali Koç’un İrfan’ı Galatasaray’ın elinden kapması, transfer periyodunda bir moral üstünlük sağladı lakin İrfan Can’ın varlığı Fenerbahçe’ye pek de fayda sağlamadı.

Şenol Güneş hakikat söylüyor

Geçen hafta da yazdım; Beşiktaş’ı beğenenlerden biriyim. Makûs oynuyor tenkitlerine katılmıyorum. Beşiktaş yakaladıklarını atabilse, farklı sonuçlar gelse bu tenkitler yapılır mı? En doğrusunu Başakşehir maçı sonrasında Şenol Hoca söyledi:
Çok yakalıyoruz, az atıyoruz.”
Beşiktaş’ta tek sorun bence bu…

Yakıştı mı?

Başakşehir’in hocası Emre Belözoğlu’nun mübarek annesi tribünde, iki çocuk anası eşi tribünde, o pahalı çocukları yanında… Bu türlü bir ortamda Beşiktaş seyircisi Emre’nin annesine, eşine yarım saat boyunca küfür etti. Olmadı, Beşiktaşlı duruşuna yakışmadı. Emre’ye kızıyorsanız, reaksiyon göstermenin elli türlü yolu var. Ancak bu, asla küfür değil…

Hodri meydan

Beşiktaş Lideri Ahmet Işık Çebi, “Bir şey söylemek isteyen varsa, her cuma saat 15-17.00 ortasını kendilerine ayırıyorum. Beşiktaş Başkanı’na iftira ile muhalefet yapılmaz. Bir şey söylemek isteyen varsa gelip benimle görüşme yapabilir” dedi. İşte fırsat, işte er meydanı, buyrun…

Kaliten kadar konuş

– Galatasaray çok mu yeterli oynadı? Hayır.
– Galatasaray tempo mu yaptı? Hayır.
– Galatasaray baskı mı kurdu? Hayır.
– Galatasaray coşku mu yarattı? Hayır.
– Galatasaray keyif mi verdi? Hayır.
– Galatasaray buna karşın nasıl kazandı?
– Hani derler ya, “kaliten kadar konuş” diye…
– Galatasaray’ın futbolu konuşmuyorsa, kalitesi konuşuyor.
– Kasımpaşa maçını da bu türlü kazandı.

Kutluyorum

Galatasaray İdaresi, Teknik Yönetici Okan Buruk’un eline yüksek kalitede bir takım verdi. Okan Hoca bu kadroyu çok âlâ yönetti. Galatasaray birtakım maçlarda zorlanmış olsa bile kesintisiz 14 galibiyete imza attı ve lig tarihinin en uzun galibiyet serisi geldi. Evvel idaresi, sonra Okan Hoca’yı kutluyorum.

Şaşırtıcı

Kasımpaşa Genel Yöneticisi Serkan Rençber ile Teknik Yönetici Selçuk İnan’a sormak isterim; Hajradinovic ile Mounir form olarak berbat görünmelerine karşın, nasıl oluyor da birinci on birde yer alıyorlar? Haydi başladılar, nasıl oluyor da bu kadar uzun müddet alanda kalıyorlar?
Gerçekten şaşırtan…

VAR’a bile gerek yoktu

Trabzon-Adana maçının 90. dakikası ve Trabzonspor 3-1 galip… Bu dakikada Ndiaye’nin bir şutu, çok açık biçimde ceza alanı içindeki Vitor Hugo’nun koluyla buluşuyor, kaleye gitmekte olan top istikamet değiştiriyor ve maçın hakemi Abdülkadir Bitigen, korneri gösteriyor. Adanalı oyunculardan itiraz geliyor, VAR dakikalarca inceliyor ve korner kararına uyuyor. Meğer VAR’a bile gerek kalmadan verilecek bir penaltı… Bu kadar açık penaltıyı göremiyorsanız, ya uygun hakem değilsiniz ya da vicdanlı beşerler değilsiniz.

Macera mı, isabet mi?

Trabzonspor’un lider adaylarından Ertuğrul Doğan’ın seçimi kazandığı taktirde, İngiliz hoca Steven Gerard’ı vazifeye getireceği konuşuluyor. Hatta Gerard, İstanbul’a bile gelip bir görüşme yaptı. Steven Gerard, Liverpool’un, hatta dünya futbolunun marka oyuncularından biriydi. Hocalığı yeni sayılır. İskoçya’da Glasgow Rangers’ı şampiyonluğa taşıdı. İngiltere’de Premier Lig’de Aston Villa’da 12 maçta 2 galibiyet aldı ve gönderildi.

Gerard ismi çok büyük fakat hoca olarak; macera mı, tam isabet mi, açıkçası bilemiyorum.

Göze batanlar

Giresunspor: 2-0’dan 2-2’ye, nereye bu türlü…
Karagümrük: Gol bankası…
Antalya: Çarpıcı galibiyette Amerikan (Haji Wright) takviyesi…
Kasımpaşa: Etkisiz, renksiz, çaresiz…
Adana Demirspor: Bir sorumsuzun (Belhanda) faturasını ödedi.
Trabzon: Lider yok, hoca yok, galibiyet var.
Başakşehir: Bir eksik ve yorgun takımla bu kadar…
Alanya: Havası bir hafta sürdü.
A.Gücü: Yenilse de yense de âlâ grup…
İstanbulspor: Hayati tehlikeyi atlattı…
Sivas: Ağır bakımda, durum kritik…

Öne çıkanlar

Haji Wright (Antalya): İki gol, bir asist… Bitime 30 dakika varken, niçin çıkartılır?
Abdülkerim (G.Saray): Canını dişine takıp oynuyor.
Günay (K.Paşa): Icardi’nin o başını çıkartmak, her kaleciye nasip olmaz.
Bajiç (Giresun): Bir gol, bir asist, bir puan…
Levent (Karagümrük): Off… Off… Off… Nasıl frikik golü bu türlü…
Adekugbe (G.Saray): Gelen vurdu, giden vurdu, resmen dayak yedi.
Belhanda (Adana Demirspor): Yeterli futbolcu, berbat sportmen…
Aboubakar: BeinSport spikeri: Yatmaya değil, atmaya geldi…
Ndiaye (A.Demirspor): Tek başına kadro…
Edin Visca (Trabzon): Dönüşü harika oldu.
Mert (Beşiktaş): Her maçta hayati bir kurtarış…

‘Hakça yarış’a darbe

– Son günlerde konuşulmaya ve tartışılmaya başlanan Play-off sistemine kesin karşıyım. Treni kaçıranların fırsat düşkünlüğü bu…
– Fakat Gaziantep ve Hatay maçlarına hükmen galibiyetle 3’er puan verilmesine de çok karşıyım.
– TFF tarafından düşünülmeden, yangından mal kaçırır üzere alınan ve “hakça yarışı” hırpalayan bir karar bu…

Gel de izleme

Karagümrük’ün maçlarına dikkatinizi çekerim. Üstün Lig’de kazansın-kaybetsin bu türlü skorlara imza atan ikinci bir ekip yok. Buyrun bakalım;